15 Eylül 2013 Pazar

Resim de ilk denemem ....




Aborjinler yaptiklari resimler icin ihtiyac duyduklari boyalari yine icinde yasadiklari dogadan, cesitli kayalarin pigmentini kulanip bunlari birbirlerine ve sonra su ile karistirma suretiyle elde etmislerdir. Elde ettikleri bu dogasal boyalarla da tugal olarak kullandiklari kayaliklara veya agac kabuklarina yine doga ürünü olan ilkel fircalar ve hatta parmaklarini kullanarak, bazen de bu boyalari agizlarina alip püskürterek resim yapmislardir.

Aborjin sanati, esas olarak kutsallik atledilen kayaliklarin, bazi magara duvarlarinin veya agac kabuklarinin boyanmasi, siir ve sarkılarin söylenmesi ve bu sayede dinsel inanclarin betimlenmesi biciminde sekil bulur. Bügün kimi Aborjin sanatcilari da toprak boyalarla ve kömür kullanarak yaptıklari eserlerini satarak gecimlerini sürdürmektedirler. Aborijin sanati Dünyada en uzun ve devamli yasayan bir sanattir da. Aborjin düsleriyle olusan her resmin ve her desenin bir hikayesi, anlatmak istedigi bir öyküsü vardir.
Batiya özgü resim ve sanat stillerini de kullanmakta ve Aborijin sanatina yenilikler getirmekten hic sakinmamislardir. Örnegin Aborijinli bir sanatci olan Albert Namatjira, "Burt's Bluff" isimli eserinde Batiya ait stilleri de kullanmis ve eseriyle Dünyaca meshur olmustur. Ne yazikki dogup büyüdügü kültür ile bati Kültürü arasinda kalmis ve bunun getirdigi "yurtsuzluk" duygulari nedeniyle alkole sarilmis ve fakirlik icinde ölmüstür.

*Aborijinli sanatcilar günümüzde topraktan elde ettikleri boyalari veya sadece Aborijinlilere ait stilleri degil, daha ziyade acryl boyalar ve Batiya özgü stilleri de kullanarak bu konuda yaratici ve esnek olabileceklerini de göstermislerdir.

*Orta Avusturalya'da bugün agac kavuklarina, magara ve duvar kayaliklarina cizilen resimler, bir zamanlar kuma da cizilir ve ardindan topluca yapilan dini bir seremoni ile yok edilirdi de.

*Aborijin sanati bugün beyazlarla yasayan Aborijinlilerin en önemli ekonomisi ve gelir kaynagidir.
Düş zamanı hikayelerinden bir versiyon:
Tüm dünya uykudaydı. Her şey sessiz, hareketsizdi ve hiçbir şey büyümüyordu. Hayvanlar yeraltında uyumaktaydı. Bir gün gökkuşağı yılanı uyandı ve dünyanın yüzeyinde süründü. Her şeyi bir kenara itti ve bu onun tarzıydı. Tüm bir diyarı gezdi ve yorulduğunda kıvrılıp uyumaya başladı. Böylece heryere izini bıraktı. Sonra geri döndü ve kurbağalara seslendi. Onlar da su dolu kocaman mideleriyle ortaya çıktılar. Gökkuşağı yılanı onları gıdıklayıp güldürdü. Sular ağızlarından çıktı ve gökkuşağı yılanının izlerini doldurdu. Göl ve nehirler böyle yaratıldı. Daha sonra çimenler ve ağaçlar büyümeye ve yeryüzünü yaşam doldurmaya başladı.
http://aborijinler.com/aborijin-din-ve-kultur.html


Hiç yorum yok: